29 Oktober
Dün Gece Limanlardaki Bütün Deniz Fenerlerini Yaktım.
Denize Boşalttım karanlıklarını.
Bir yıldız indirdim gökyüzünden.
Adını Sevgi Koydum.
Fakirin Fukaranın Serveti ekmeğe Gidiyor.
Yine de sıcak bir gülüş bile yetiyor onları ısıtmaya.
Toprağa kazma vurun göreceksiniz.
Oradan geldik, oraya gideceğiz.
Peki neyin nesi bu kavga?
Birlikte yaşanacak bir ömür varken,
Hasetlik neyin nesi?
Eli cebinde, kederli bi adamın
gözlerinde ışık gördüm.
Aynı kadere göz kırptık.
Adını dostluk koydum.
Biri silahını doğrultmuştu üzerime,
Namlusuna karanfil taktım.
Bir birine karışmıştı saçı sakalı ona sevgi ile baktım.
Hangi iklimlerden geldiğimizi ikimizde biliyorduk.
Aynı noktada buluştu gözlerimiz.
Adını barış koydum.
Bir yanda şehirli kini,öde yanda taşralı nefreti.
Aynı toprağın çocukları,ayrı dünyadaydı sanki.
Yağmur yerine gözyaşları karışıyordu toprağa.
Sevda türküleri yankılanıyordu dağlarda.
Adını hasret koydum.
Karanlıklar aydınlıkları boğmak istiyordu da,
Güneş her sabah yeniden doğuyordu.
Değer bicilmiyordu emek,dürüstlük gibi şeylere,aldırmadım.
İki insanın bir birine söylediği en güzel sözcüğü duydum.
Çünkü biliyordum ki,çocukların gözlerinde aydınlanıyordu sokaklar.
ADINI UMUT KOYDUM....